I'm sure he's going to be somebody someday.
- Onun bir gün birisi olacağından eminim.
Let me out, somebody. I'm locked in.
- Birisi beni dışarı çıkarsın. İçeride kilitli kaldım.
I think that someone went there.
- Sanırım birisi oraya gitti.
I heard someone knock on the door.
- Birisinin kapıyı çaldığını duydum.
Is there anyone else wanting to eat?
- Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?
Tom isn't the kind of person who is intimidated by anyone or anything.
- Tom birisi ya da bir şey tarafından gözdağı verilen insan türü değildir.
You're one of them, aren't you?
- Sen onlardan birisin, değil mi?
One of them will have to go.
- Onlardan birisi gitmek zorunda kalacak.
One won’t hear much music in that pub.
- Birisi o birahanede fazla müzik dinlemez.
One of my favorite tunes was playing on the radio.
- En favori melodilerimden birisi radyoda çalıyordu.
Is there anyone else wanting to eat?
- Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?
Can anyone answer my question?
- Birisi soruma cevap verebilir mi?
I don't think Tom killed anybody.
- Tom'un birisini öldürdüğünü sanmıyorum.
Can anybody else answer?
- Başka birisi cevap verebilir mi?
Somebody had drowned her in the bathtub.
- Biri onu küvette boğmuştu.
We heard somebody shout.
- Birinin bağırdığını duyduk.
Manchester United is one of the most successful teams in both the Premier League and England.
- Manchester United, hem Premier League'de hem de İngiltere'de en başarılı takımlardan biridir.
I know one of them but not the other.
- Birini tanıyorum da ötekini değil.
Would it be OK if I ate one of these cookies?
- Bu kurabiyelerden birini yiyebilir miyim?
I usually don't like sweet things, but I will try one of your cookies.
- Ben genellikle tatlı şeyleri sevmiyorum ama senin kurabiyelerinden birini deneyeceğim.
Anyone could do that.
- Herhangi biri onu yapabilir.
You may choose any of them.
- Onlardan herhangi birini seçebilirsin.
I know one of them but not the other.
- Birini tanıyorum da ötekini değil.
One of my dreams is to learn Icelandic.
- Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
Well, yes, but I don't want anyone to know.
- Pekala, evet, fakat herhangi birinin bilmesini istemiyorum.
Anyone could do that.
- Herhangi biri onu yapabilir.
I don't have a soul, and neither does anyone else.
- Benim bir ruhum yok ve başka birinin de yok.
Does anyone have a soul?
- Herhangi biri bir ruha sahip midir?
It turned out there was nobody who would be the first to talk about it. What do we do now?
- Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?
Let's draw lots to decide who goes first.
- Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim.
Someone told me that every cigarette you smoke takes seven minutes away from your life.
- Birisi bana içtiğin her sigara ömründen yedi dakika alır dedi.
You don't marry someone you can live with — you marry the person whom you cannot live without.
- Sen yaşayabileceğin herhangi biriyle evlenme - sen onsuz yaşayamayacağın kişiyle evlen.
Tom lost the sight in one of his eyes in a traffic accident.
- Tom bir trafik kazasında gözlerinden birinde görme yeteneğini kaybetti.
Tom is sitting in one of the chairs.
- Tom koltuklardan birisinde oturuyor.
His face reminded me of one of my friends in my senior high school days.
- Onun yüzü bana lise günlerimdeki arkadaşlarımdan birini hatırlatıyor.
One parsec is the distance at which one astronomical unit subtends an angle of one arcsecond.
- Bir parsek bir astronomik birimin bir arksaniyelik bir dereceye karşılık geldiği mesafedir.
I know one of them but not the other.
- Birini tanıyorum da ötekini değil.
There are nine planets travelling around the sun, the earth being one of them.
- Güneşin etrafında dönen dokuz gezegen vardır,Dünya onlardan biridir.