Saat sekizde iş için hazır olacağım.
- At eight o'clock I will be ready for work.
Teknolojinin hazır olması 5-10 yıl alır.
- It will take five to ten years for the technology to be ready.
Neredeyse gitmeye hazırım.
- I'm about ready to go.
Et henüz hazır değil.
- The meat's not ready yet.
Hazırlıklı bir konuşma yaptım.
- I had a speech ready.
Ne gelirse gelsin hazırlıklı olmalıyız.
- We ought to be ready for whatever comes.
Bu köprünün kullanıma hazır hale gelmesi yıllar sürebilir.
- It could take years before this bridge is ready to use.
En kötüsü için hazır olmalısınız.
- You should be ready for the worst.
Teknolojinin hazır olması 5-10 yıl alır.
- It will take five to ten years for the technology to be ready.
Tamamen toparlandım ve gitmeye hazırım.
- I'm all packed and ready to go.
Tamam, sanırım hazırım.
- OK, I guess I'm ready.
Çabuk ol! Şimdiye dek hazır olman gerekir.
- Hurry up! You should be ready by now.
Sorgulama sırasında, Fadıl herhangi bir soruyu cevaplamaya hazır ve istekli görünüyordu.
- During the interrogation, Fadil appeared to be ready and willing to answer any question.
Hazır ve istekliyim, Tom.
- I'm ready and willing, Tom.
The seed is ready to sprout.
... Female voice: The Evacutron 5000 is now ready for boarding. ...
... more ready to work Americans with ready to beat bill jobs ...