He came out shooting, same as you said he would.
- Onun yapacağını söylediğin gibi o ateş ederek ortaya çıktı.
Police are hunting the people who carried out the shootings last week.
It's dangerous to play around the fire.
- Ateş etrafında oynamak tehlikelidir.
The Spanish fired first.
- İspanyol ilk olarak ateş etti.
Tom quickly reloaded his gun and fired.
- Tom çabucak silahını yeniden yükledi ve ateş etti.
The police officer fired a blank.
- Polis memuru kuru sıkı ateş etti.
Tom pulled out his gun and shot Mary.
- Tom silahını çekti ve Mary'ye ateş etti.
Tom quickly reloaded his gun and fired.
- Tom çabucak silahını yeniden yükledi ve ateş etti.
Wait. Don't shoot yet.
- Bekle. Henüz ateş etme.
The soldier disdained shooting an unarmed enemy.
- Asker silahsız bir düşmana ateş etmeyi reddetti.
Tom started shooting.
- Tom ateş etmeye başladı.
The other policemen began shooting at the crowd.
- Diğer polisler kalabalığa ateş etmeye başladı.