Tom'dan ilk önce nefret ettim.
- I hated Tom at first.
O, ona ilk önce inanmadı.
- He didn't believe it at first.
İlk olarak, Tom Fransızcanın zor olduğunu düşündü ama onun kolay olduğunu düşünüyor.
- At first, Tom thought French was difficult, but now he thinks it's easy.
İlk olarak, onlar ona inanmadılar.
- At first, they didn't believe him.
Önce onu erkek kardeşinle karıştırdım.
- At first, I mistook him for your brother.
İlk önce kimse bana inanmıyordu.
- No one believed me at first.
Tom ilk zamanlar Mary'ye inanmıyordu.
- Tom didn't believe Mary at first.
İlk zamanlar bunu yapmaktan hoşlanmadım.
- I didn't like doing this at first.
Başlangıçta, çok hızlı konuştukları zaman insanları zorlukla anlardım.
- At first, I had difficulty understanding people when they spoke too fast.
Başlangıçta stajyerler bu şirkette sakardılar.
- At first, the trainees were awkward in his company.
... but much shorter than people think at the beginning. ...
... being a Greek god, Venus had a perfect body, a timeless body. And we are beginning now ...