Bir hasta geç dönem kürtaj yapılabilir mi?
- Can a case be made for late-term abortions?
Hasta tamamen iyileşti.
- The patient made a full recovery.
Dört yaşındaki Amerikalı turist, aslında, Sichuan eyaletinin ünlü mayhoş mutfağına rağmen tamamen baharatlı sığır etinden yapılmamış olduğunu farkettiği için hayal kırıklığına uğradı.
- A four-year-old American tourist was disappointed to realize that, in fact, the Sichuan province is not entirely made of spicy beef, in spite of its famously piquant cuisine.
Kırık kapıya geçici bir onarım yaptım.
- I made a temporary repair to the broken door.
Tom bir deli gibi çalıştı.
- Tom worked like a madman.
Ultraviyole ışınlarının ani artışı araştırmacıları ozon deliklerinin varlığına inandırdı.
- The sudden increase of ultraviolet rays made the researchers believe in the existence of ozone holes.
Tom'un bana çok kızgın olmadığını umuyorum.
- I hope Tom's not too mad at me.
Niçin bana kızgınsın?
- Why are you mad at me?
Tom, bir solucan yediğim takdirde bana otuz dolar vereceğini söyledi.
- Tom said that he'd give me thirty dollars if I ate an earthworm.
Dollbergen'li çocuk ayakkabısını bir solucanla bağlarken, Her şey mümkün dedi.
- “Everything is possible”, the boy from Dollbergen said, tying his shoe with an earthworm.
Çok sinirliyken iyiyle kötüyü ayırmaya çalışmanın bir faydası yoktur.
- It is no use trying to separate the sheep from the goats while in a state of madness.
Tom bana sinirli ama onu suçladığımı söyleyemem.
- Tom is mad at me and I can't say I blame him.
Buz gibi suda yüzmeyi denemesi çılgınlıktı.
- It was mad of him to try to swim in the icy water.
Tom çılgın gibi görünüyor.
- It looks like Tom is mad.
O kadar üzgündü ki neredeyse çıldırmıştı.
- He was so sad that he almost went mad.