Bu şaşılacak derecede basit.
- It's amazingly simple.
Şaşırtıcı bir şekilde toleranslıydın.
- You've been amazingly tolerant.
Tom beni şaşırtmaktan asla vaz geçmez.
- Tom never ceases to amaze me.
Sizin şefkatiniz beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor.
- Your compassion never ceases to amaze me.
Onun ani istifası beni şaşırttı.
- I was amazed at his abrupt resignation.
Onun akıllılığı sık sık beni şaşırtır.
- Her cleverness often amazes me.
İkimiz de şaşkınlık içinde gülümsedik.
- We both smiled in amazement.
El yazısı kullanabilen genç insanların sayısının gitgide azaldığını şaşkınlıkla öğrendim.
- I was amazed to learn that fewer and fewer young people can write in cursive.
The car has amazingly low fuel consumption.
That violin solo was played amazingly.
Amazingly, no one was injured in the crash.
Shattuck looked at him in amaze.
He was amazed when he found that the girl was a robot.
amazeth many men that are to speak or show themselves in public assemblies, or before some great personages .
... And it's actually amazingly bad in conventional education. ...