Tom Mary'ye iki haftalık maaş avansı verdi.
- Tom advanced Mary two week's salary.
Yönetici ona iki haftalık ücreti avans verdi.
- The manager advanced him two weeks' wages.
Zaman hızla geçti ve iş hiç ilerlemedi.
- Time passed rapidly and the work didn't advance at all.
Tıp bilimi çarpıcı bir ilerleme gösterdi.
- Medical science has made a dramatic advance.
Tıptaki son gelişmeler dikkat çekiyor.
- Recent advances in medicine are remarkable.
Tıptaki son gelişmeler dikkat çekicidir.
- The recent advances in medicine are remarkable.
O, avantajlarını geri çevirdi.
- She turned down his advances.
Mary Tom'un avantajlarını geri çevirdi.
- Mary turned down Tom's advances.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
- Advanced countries must give aid to developing countries.
Japonya teknolojik olarak, en gelişmiş ülke oluyor.
- Japan is becoming the most advanced country technologically.
Onların cihazı son derece gelişmiş.
- Their equipment is extremely advanced.
Peşin ödemek zorundasın.
- You must pay in advance.
Onu ona peşinen söylemenizde hiçbir sakınca yok.
- You may as well say it to him in advance.
O, Boston'dayken Tom'un ileri sınıflarından birine öğretmenlik yapacağım.
- I'm going to teach one of Tom's advanced classes while he's in Boston.
Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
- Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
Ordu nehir boyunca yavaşça ilerledi.
- The army slowly advanced across the river.
Nehire doğru ilerlediler.
- They advanced to the river.
Dan, Linda'nın seksüel önerisini reddetti.
- Dan rejected Linda's sexual advances.
Matbaanın icadı önemli bir teknolojik gelişmeydi.
- The invention of the printing press was a major technological advance.
Peşin olarak ödemek zorunda olacaksın.
- You're going to have to pay in advance.
Biletler peşin olarak 30 dolar ya da gösteri gününde 35 dolar.
- Tickets are $30 in advance, or $35 on the day of the show.
Yine, köktenci ideolojiler büyük tarihsel ilerlemelere karşı çıkarlar.
- Once more, the fundamentalist ideologies oppose to the great historical advances.
Japon endüstrisi savaştan beri büyük ilerlemeler kaydetti.
- Japanese industry has made great advances since the war.
Lütfen yokluğunuzu önceden bana bildiriniz.
- Please inform me of your absence in advance.
Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur.
- It would be to your advantage to prepare questions in advance.
The scouts found a site for an advance base.
to advance the price of goods.
to advance an argument.
... experiences that are making huge advances towards building ...
... These advances in technology, ...