a person who keeps watch over something or someone

listen to the pronunciation of a person who keeps watch over something or someone
English - Turkish

Definition of a person who keeps watch over something or someone in English Turkish dictionary

guard
{f} korumak

Altın golemleri hazineyi korumak için kullanılan gardiyanlardır. - Gold golems are guardians used to guard treasure.

guard
{i} nöbetçi

Nöbetçileri nasıl öldürdün? - How did you kill the guards?

Nöbetçi ayağa kalk diye bağırdı. - On your feet, shouted the guard.

guard
koruma

Tom korumayı geçemedi. - Tom couldn't get past the guard.

Tom korumanın arkasına sinsice yaklaştı ve onu İngiliz anahtarıyla dövdü. - Tom sneaked up behind the guard and clobbered him with a monkey wrench.

guard
(Askeri) müfreze
guard
nöbet

İki asker kapıda nöbet tuttu. - Two soldiers kept guard at the gate.

Şimdi nöbet tutacağım. - I'll stand guard now.

guard
vikaye etmek
guard
gard

Gardiyanlar Tom'u görmedi. - The guards didn't see Tom.

Tom on yıldır bir hapishane gardiyanıdır. - Tom has been a prison guard for ten years.

guard
korunmak
guard
kontrol etmek
guard
koruma görevlisi
guard
koruyucu

Koruyucu meleklere inanıyor musun? - Do you believe in guardian angels?

Koruyucu meleklere inanırım. - I believe in guardian angels.

guard
{i} koruma görevlisi, muhafız; nöbetçi
guard
tetik/savunma/bekçi
guard
bekle mek
guard
denetim altına almak
guard
{f} tutmak (dil)
guard
{f} himaye etmek
guard
(fiil) korumak, gözetmek, himaye etmek, korunmak, tutmak (dil), nöbet tutmak
guard
{i} basketbol gard
English - English
guard
a person who keeps watch over something or someone

    Hyphenation

    a per·son who keeps watch over some·thing or some·one

    Turkish pronunciation

    ı pırsın hu kips wôç ōvır sʌmthîng ır sʌmwʌn

    Pronunciation

    /ə ˈpərsən ˈho͞o ˈkēps ˈwôʧ ˈōvər ˈsəmᴛʜəɴɢ ər ˈsəmˌwən/ /ə ˈpɜrsən ˈhuː ˈkiːps ˈwɔːʧ ˈoʊvɜr ˈsʌmθɪŋ ɜr ˈsʌmˌwʌn/
Favorites