Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
English - Turkish
Definition of a person unknown or uncertain; a person indeterminate; some person in English Turkish dictionary
- somebody
- {i} biri
Biri onu küvette boğmuştu.
-Somebody had drowned her in the bathtub.
Olabildiğince tuhaf, o ölü olduğu söylenilen biriyle karşılaştı.
-As strange as it may be, he met with somebody who is said to be dead.
- somebody
- {i} birisi
Onun bir gün birisi olacağından eminim.
-I'm sure he's going to be somebody someday.
Merdivenlerden yukarı gelen birisi var.
-There's somebody coming up the stairs.
- somebody
- bir kimse
- somebody
- önemli birisi
- somebody
- {i} kimisi
- somebody
- {z} biri, birisi, bir kimse: Somebody telephoned you. Biri sana telefon etti. i., k.dili. önemli biri, hatırı sayılır biri
- somebody
- {i} şahsiyet
- somebody
- hatırı sayılır kimse
- somebody
- {i} önemli kimse
Ben önemli kimseyim ve önemliyim.
-I am somebody and I am important.
- somebody
- büyük şahsiyet
- somebody
- {i} bazısı
- somebody
- {i} kimse
Ben önemli kimseyim ve önemliyim.
-I am somebody and I am important.
O onun biri olduğunu düşünüyor ama aslında hiç kimse değil.
-He thinks he is somebody, but really he is nobody.
Related Terms
English - English
Definition of a person unknown or uncertain; a person indeterminate; some person in English English dictionary
- somebody
a person unknown or uncertain; a person indeterminate; some person
Hyphenation
a per·son un·known or uncertain; a per·son indeterminate; some per·sonPronunciation
Resimler
History
Favorites