Esperanto'yu ana dilim gibi konuşabiliyorum.
- I can speak Esperanto as if it's my mother tongue.
Onların ana dili Fransızca.
- French is their mother tongue.
Dilinizi anlayabiliyorum.
- I can understand your language.
Yabancı dil öğrenmek zordur.
- Learning a foreign language is difficult.
Onunla konuşurken lisanına dikkat etmelisin.
- You should watch your language when you talk to her.
Sizin lisanınızı anlamıyorum.
- I can't understand your language.
İspanya'da birçok dil konuşulur.
- They speak many languages in Spain.
Kore'de hangi dil konuşulur?
- What language do they speak in Korea?
Dilinizi anlayabiliyorum.
- I can understand your language.
O, on dili konuşabiliyor.
- She is able to speak ten languages.
Tek dilli Tom Ana dilinizde düşünmeyin dedi.
- Don't think in your native tongue, said the monolingual Tom.
Goriller konuşmak için dudaklarını ve dillerini kullanamazlar ama insanlarla başka yollarla iletişim kurabilirler.
- Gorillas cannot use their lips and tongues to speak, but they can communicate with people in other ways.
Brent bir Amerikalı, ama o sanki onun ana diliymiş gibi Japonca konuşuyor.
- Brent is an American, but he speaks Japanese as if it were his mother tongue.
Esperanto'yu ana dilim gibi konuşabiliyorum.
- I can speak Esperanto as if it's my mother tongue.
Tom Mary'ye üç dilden daha fazla konuşup konuşmadığını sordu.
- Tom asked Mary if she spoke more than three languages.
Kelimeler çok eski bir dildendi.
- The words were from a very old language.
He was speaking in his native tongue.
legal language.
sign language.
... so the language keeps changing. ...
... Language changes humans from being like stand-alone computers ...