Yağmur yağsa bile golf oynayacak.
- He'll play golf even if it rains.
Tom ücretsiz golf oynayabileceği bir yer buldu.
- Tom found a place where he could play golf for free.
Tenis ve golf oynamaktan hoşlanırım.
- I like playing tennis and golf.
Benim hobim golf oynamaktır.
- My hobby is playing golf.
Bir golf kulübünde üyelik için başvurdu.
- She applied for the membership in a golf club.
O, seçkin bir golf kulübüdür.
- That's an exclusive golf club.