Tom ücretsiz golf oynayabileceği bir yer buldu.
- Tom found a place where he could play golf for free.
O, geçen pazar günü golf oynadı.
- He played golf last Sunday.
Tom'un canı golf oynamak istemiyordu.
- Tom didn't feel like playing golf.
Tenis ve golf oynamaktan hoşlanırım.
- I like playing tennis and golf.
O, seçkin bir golf kulübüdür.
- That's an exclusive golf club.
Bir golf kulübüne katılacağım.
- I will join a golf club.