a failure to obtain or accomplish

listen to the pronunciation of a failure to obtain or accomplish
English - Turkish

Definition of a failure to obtain or accomplish in English Turkish dictionary

miss
{f} kaçırmak

Ben uçuşumu kaçırmak istemiyorum. - I don't want to miss my flight.

Trenimi kaçırmak istemiyorum. - I don't want to miss my train.

miss
ıska

Kuşa ateş etti fakat ıskaladı. - He shot at the bird, but missed it.

Bomba hedefi ıskaladı. - The bomb missed its target.

miss
kavramamak
miss
anlamamak
miss
başarısızlık

Eğer senin düzenli desteğin olmasa, benim misyonum başarısızlıkla sonuçlanırdı. - But for your steady support, my mission would have resulted in failure.

Yorumcular Bu korkunç bir başarısızlıktı! diye bağırdılar. - That was a terrible miss! cried the commentators.

miss
(Konuşma Dili) göresimek
miss
hanımefendi

Sizinle tanışmak bir onurdur, hanımefendi. - It's an honor to meet you, miss.

miss
{f} özle

Sen Fransa'dayken seni gerçekten çok özlemiştim. - I really missed you when you were in France.

Anne üniversitedeki kızını özledi. - The mother missed her daughter who was away at college.

miss
(evlenmemiş bayanlara hitap ederken) Bayan
miss
ıskalamak
miss
i., k.dili. genç kız
miss
{f} 1. isabet ettirememek, ıskalamak, vuramamak; isabet etmemek, vurmamak: You missed the target. Hedefi ıskaladın. By some miracle the bullet
miss
(Askeri) BOŞ: Hedef üzerinde olmayan vuruş veya paralanma
miss
görmemek
miss
(fiil) ıskalamak, özlem duymak, gözlemek, vuramamak, kaçırmak, özlemek, aramak, eksik olmak, kaçırmak (fırsat)
miss
{f} vuramamak
miss
gidememek
miss
ele geçirememek
miss
bulamamak
English - English
miss
a failure to obtain or accomplish

    Hyphenation

    a fail·ure to ob·tain or ac·com·plish

    Turkish pronunciation

    ı feylyır tı ıbteyn ır ıkämplîş

    Pronunciation

    /ə ˈfālyər tə əbˈtān ər əˈkämpləsʜ/ /ə ˈfeɪljɜr tə əbˈteɪn ɜr əˈkɑːmplɪʃ/
Favorites