They say love is blind.
- Aşkın kör olduğunu söylüyorlar.
You're the love of my life.
- Sen benim hayatımın aşkısın.
Tom married his high school crush Mary.
- Tom lise aşkı Mary ile evlendi.
She has a secret crush on her sister's boyfriend.
- Kız kardeşinin erkek arkadaşına karşı gizli bir aşkı var.
Red is the color of love, passion, fertility and power.
- Kırmızı aşk, tutku, bereket ve güç rengidir.
It was a very passionate love affair.
- Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.
seni seviyorum.
Only love can break your heart.
- Sadece aşk kalbini kırabilir.
Even if an intelligent man loves a woman deeply, he will never show his love to her, but merely keep it in his heart.
- Zeki bir adam bir kadını derinden sevse bile, ona olan aşkını asla göstermez, ama sadece onu yüreğinde tutar.
She gave herself to flames of love.
- O kendini aşk ateşinin kollarına bıraktı.
You should stop reading romance novels.
- Aşk romanları okumayı durdurmalısın.
I love romance novels.
- Aşk romanlarını seviyorum.
A true love story never ends.
- Gerçek bir aşk hikayesi asla bitmez.
It was a one-sided love affair.
- O tek-taraflı bir aşk ilişkisiydi.
That love affair is a family secret.
- O aşk ilişkisi bir aile sırrıdır.
It was a very passionate love affair.
- Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.
Can you recommend a romance novel for me?
- Benim için bir aşk romanı tavsiye edebilir misin?
The novelist wrote several romances.
- Romancı birkaç aşk romanı yazdı.
I want to make love with you.
- Seninle aşk yapmak istiyorum.
Tom wanted to marry his true love, Mary.
- Tom gerçek aşkı Mary ile evlenmek istiyordu.
True love never grows old.
- Gerçek aşk asla yaşlanmaz.