şeytan

listen to the pronunciation of şeytan
Turkish - English
demon

That kid is a little demon. - Bu çocuk küçük bir şeytan.

In the home of demons, Ravana is God. - Şeytanların evinde Ravana, Tanrı'dır.

devil

Tom isn't very good at playing the devil's advocate. - Tom şeytanın avukatını oynamada çok iyi değildir.

I think the devil doesn't exist, but man has created him, he has created him in his own image and likeness. - Şeytanın var olmadığını düşünüyorum, bence insanlık onu yarattı,kendi hayalinde ve tasvirinde

{i} Satan

Sami was Satan in Layla's eyes. - Sami, Leyla'nın gözlerinde Şeytan'dı.

The prince of darkness means Satan. - Karanlığın prensi Şeytan anlamına gelir.

Lucifer
Satan, the Devil; demon, devil; crafty, cunning, sly
cloven foot
the old dragon
sly
Prince of Darkness
archenemy
cloven hoof
wily
arch-fiend
Satan, the Devil, Sheitan, Shaitan
fiend
devil, fiend, demon
the evil one
cunning

That man is one cunning devil! - O adam kurnaz bir şeytan!

deuce
Dickens
daemon [Brit.]
artful
crafty
the Enemy
clever and mischievous (child)
crafty and malevolent (person)
the Tempter
bogey
evildoer
mephistopheles
the devil

A person will have the face of an angel when borrowing something, but the face of the devil when returning it. - Bir kişi bir şeyi ödünç alırken bir melek yüzüne sahip olur fakat onu geri getirirken şeytan yüzüne sahip olur.

Tom isn't very good at playing the devil's advocate. - Tom şeytanın avukatını oynamada çok iyi değildir.

bogie
bogy
hellhound
imp

Impulsiveness is the devil. - Düşünmeden hareket etmek şeytandır.

father of lies
(Teoloji, Tanrıbilim) shaitan
deil
the fiend
beelzebub
{i} Belial
knowing
arch fiend
bogle
succubus

I thought that my girlfriend was normal, but she turned out to be a succubus! - Kız arkadaşımın normal olduğunu düşündüm ama onun bir şeytan olduğu ortaya çıktı.

{i} daemon
archfiend
cacodemoncacodaemon
tempter
old scratch
adversary
şeytan gibi göstermek
demonize
şeytan tüyü
a certain something about someone that makes him/her irresistibly attractive
şeytan sofrası
table of the devil
şeytan tüyü
Devil's luck
şeytan tüyü
Charm, allure, attractiveness, allurement
Şeytan kulağına
Touch wood!
Şeytan kulağına kurşun!
Touch wood!
şeytan aldatmak
1. to yield to the devil in one, let the devil get the better of one, yield to temptation. 2. to have a wet dream
şeytan aldatmak
to have nocturnal emissions
şeytan aldatması
wet dream
şeytan azapta gerek
(Konuşma Dili) It serves him right./His chickens have come home to roost
şeytan bacaklı
(Konuşma Dili) short-legged
şeytan büyüsü
black magic
şeytan diyor ki
The devil in me tells me to (do something I know I shouldn't do)
şeytan diyor ki
I have a good/half a mind to
şeytan dürtmek
for the devil suddenly to catch one unawares and make one do something one shouldn't
şeytan feneri
Chinese lantern
şeytan feneri Chinese lantern, Japanese lantern
(a paper lantern)
şeytan gibi
as cunning as a fox
şeytan gibi
impish
şeytan gibi
devilish
şeytan gibi
very clever
şeytan gibi
arch
şeytan gibi
slick
şeytan gibi
diabolic
şeytan gibi
diabolical
şeytan gibi olma
archness
şeytan gibi tip
devil
şeytan gibi very clever
(person)
şeytan görsün yüzünü
(Konuşma Dili) He can go to the devil for all I care; I don't want to see him
şeytan herif
a sly dog
şeytan kulağına kurşun! Knock
on wood! (said when speaking of something that's going well)
şeytan kuşu
horseshoe bat
şeytan kösteği
a hobble
şeytan tasviri
diablerie
şeytan taşlamak
to stone the Devil (done at Mecca by pilgrims as a part of the hajj)
şeytan tüyü olmak
to have an attractive personality
şeytan tırnağı
hangnail
şeytan uçurtması
a small paper kite
şeytan ve cinlerin varlığını araştıran bilim
demonology
şeytan çarmığı
jacob's ladder
şeytan çekici
little devil, clever, agile, and mischievous child
şeytan şeytan devilishly;
very mischievously
aksi şeytan!
damn!
aksi şeytan!
bloody hell!
Acele işe şeytan karışır
(Atasözü) More haste more wasteHaste makes waste More haste less speed
acele işe şeytan karışır
great haste makes waste
acele işe şeytan karışır
more haste less speed
acele işe şeytan karışır
haste makes waste
acele işe şeytan karışır
(Atasözü) Haste makes waste
acele işe şeytan karışır
great haste makes great waste
aksi şeytan!
damn!, shit!, hell!, bloody hell!
aksi şeytan!
(Konuşma Dili) Damn!
dişi şeytan
she devil
insan kılığındaki şeytan
a devil incarnate
kör şeytan
what the dickens
kör şeytan
evil destiny
kör şeytan
the Devil
kör şeytan/talih
bad luck
küçük şeytan
imp
melek ve şeytan
angel and archfiend
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) İblis. (Cenab-ı Hakk'ın emrine isyan ettiğinden rahmetinden kovulmuş, şerleri ve muzır şeyleri temsil eder ve ateşten yaratılmıştır. Bütün melekler Cenab-ı Hakk'ın emriyle Hazret-i Âdem'e secde ettiği halde Şeytan: "O, topraktan yaratılmıştır, ben ateşten yaratıldım. Ben ondan daha kıymetli ve yükseğim" diye kibirlenerek, Cenab-ı Hakk'ın emrine karşı gelmiş ve Hazret-i Âdem'e secde etmediğinden, Allah'ın rahmetinden kovulmuştur.(Melâikelere şeytanlar musallat olmadıkları için, terakkiyatları yoktur. Makaml
Kötü düşünce, kötü niyet
Halk efsanelerinde ve sonraki büyük dinlerde kötülüğün simgesi
Kötü düşünceli, kötü niyetli kimse. Çok kurnaz, uyanık (kimse)
Çok kurnaz, uyanık (kimse)
Ayvalık yakınlarında bir ada
Din kitaplarına göre isyancı meleklerin, kötü ruhların başı olarak nitelenen varlık
Hz. Âdem'e secde etmediği için cennetten kovulan, insanları Allah'ın emirlerine karşı kışkırtan, kötülüğe yönelten melek
(Osmanlı Dönemi) FETTAN
iblis
(Osmanlı Dönemi) TAGUT
hannas
yek
(Osmanlı Dönemi) LEYTAN
(Osmanlı Dönemi) İblis
şeytan tüyü
Alım, çekicilik, cazibe
şeytan bezi
Erkek elbisesi yapımında kullanılan kadife dokunuşlu bir tür pamuk kumaş
şeytan elması
Tatula
şeytan kuşu
Kurbağa ile beslenen, kuyruksuz bir cins büyük yarasa (Rhinolophus ferrum equinum)
şeytan otu
Maydanozgiller familyasından nemli yerlerde yetişen mavi çiçekli çok yıllık bir bitki (Seabiosa ukranica)
şeytan sofrası
Ayvalık ilçesindeki ünlü turistik tepe
şeytan taşlama
Hac görevini yerine getiren Müslümanların, Mina adlı yerde kurban bayramının birinci, ikinci ve üçüncü günü şeytana yedişer taş atmalarına verilen ad
şeytan tırnağı
Tırnağın yanında oluşan, rahatsız edici, sertleşip kalkmış üst deri
şeytan tırnağı
Çan çiçekgilerden, birçoğu dağlarda yetişen bir çeşit bitki (Phyteuma)
şeytan uçurtması
Kâğıttan, bükülerek yapılmış bir çeşit üçgen biçiminde küçük uçurtma
şeytan çekici
Hareketli ve becerikli çocuk
şeytan örümceği
Öğle sıcağında havada örümcek ağı gibi tel tel görünen güneş ışığı
şeytan örümceği
Ördüğü ağı rüzgâra salarak onunla birlikte uzaklara giden bir cins örümcek
şeytan şalgamı
Kabakgillerden, iri ve etli, nişastadan oluşan,kök sapından müshil olarak yararlanılan, tırmanıcı bir süs bitkisi (Bryonia diocia)
acele işe şeytan karışır
(deyim) Düşünüp taşınmadan, çabuk davranılarak yapılan işten iyi sonuç beklenmemelidir; o iş ya yanlış ya da bozuk olur
hizbü'ş·şeytan
(Osmanlı Dönemi) şeytanın taraftarları
hüccetü'l Kur'ân ale'ş·şeytan
(Osmanlı Dönemi) şeytana karşı Kur'ân'ın delili
kör şeytan
Kötü kader
şeytanlar
(Osmanlı Dönemi) şeytain
şeytanlar
(Osmanlı Dönemi) EGVAL
şeytanlar
(Osmanlı Dönemi) şeyâtin
şeytan
Favorites