She watched him draw a picture.
- O, onun bir resim çekişini izledi.
Tom tugged on Mary's arm.
- Tom Mary'nin kolunu çekiştirdi.
The old woman smiled with a sigh of relief.
- Yaşlı kadın bir rahatlama iç çekişiyle gülümsedi.
Someone stole my wallet. I no longer have a cheque book or a credit card.
- Birisi benim cüzdanımı çaldı. Artık bir çek defterim ya da bir kredi kartım yok.
As soon as I received the cheque, I went to the bank.
- Çeki alır almaz bankaya gittim.
I need a tool for pulling weeds in my garden.
- Benim bahçemdeki yabani otları çekmek için bir alete ihtiyacım var.
When rain's fallen and the soil is moist, it becomes easier to pull out weeds.
- Yağmur yağarsa ve toprak nemli olursa, otları çekmek daha kolay olur.
Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit.
- Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.
My jeans have shrunk.
- Kot pantolonum çekti.
He used to suffer from severe nasal congestion.
- O şiddetli burun tıkanıklığından dolayı acı çekti.
He used to suffer from stomach aches.
- O, mide ağrılarından dolayı acı çekerdi.
Madonna's concert drew a large audience.
- Madonna'nın konseri büyük bir dinleyici çekti.
Taro drew 10,000 yen from the bank.
- Taro bankadan 10.000 yen çekti.
Roll up your right sleeve.
- Sağ elbise kolunu yukarı çek.
Jon is far more attractive than Tom.
- Jon, Tom'dan çok daha çekicidir.
I did not want to attract attention.
- Ben dikkat çekmek istemiyordum.
Tom gave the rope a yank.
- Tom halata ani bir çekiş verdi.
Tom yanked Mary's ponytail.
- Tom Mary'nin at kuyruğu saçını çekti.
In that language, adjectives and nouns are inflected for gender.
- O dilde, sıfatlar ve isimler cinsiyete göre çekilir.
Prague is the capital of the Czech Republic.
- Çek cumhuriyetinin başkenti Prag'dır.
I want to buy a Czech sweater.
- Çek kazağı satın almak istiyorum.
He opened a checking account with the bank.
- O, bankada bir çek hesabı açtı.
I'd like to pay by check.
- Çek ile ödeme yapmak istiyorum.
The music lured everyone.
- Müzik herkesin ilgisini çekti.
Cheese often lures a mouse into a trap.
- Peynir genellikle bir fareyi tuzağa çeker.