edge or limit of a property

listen to the pronunciation of edge or limit of a property
İngilizce - Türkçe

edge or limit of a property teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

boundary
sınır

Bizim ve komşunun avlusu arasındaki sınırı işaretlemek için bir çit vardır. - There is a fence marking the boundary between our yard and the neighbor's.

Bu nehir, iki il arasındaki sınırı oluşturur. - This river forms the boundary between the two prefectures.

boundary
{i} hudut
boundary
{i} limit
boundary
(Denizbilim) son
boundary
(Kimya) çeper
boundary
(Askeri) ara hattı
boundary
(Askeri) SINIR, HUDUT, ARA HATTI: Taarruz ve savunma bölgeleriyle taktik ve idari bölgelerin derinlik ve genişlikleri sınırlandırmakta kullanılır
boundary
(Askeri) (DE FACTO) SINIR (FİİLİ): Mevcudiyeti ve meşruiyeti tanınmayan ancak ayrı ulusal ve bölgesel yönetim makamları arasında pratik bir bölünme sağlayan bir uluslararası veya idari sınır
boundary
{i} had
boundary
(Askeri) (DE JURE) SINIR (MEŞRU): Mevcudiyeti ve meşruiyeti tanınmış bir uluslararası veya idari sınır
İngilizce - İngilizce
boundary
edge or limit of a property

    Heceleme

    edge or lim·it of a prop·er·ty

    Türkçe nasıl söylenir

    ec ır lîmıt ıv ı präpırti

    Telaffuz

    /ˈeʤ ər ˈləmət əv ə ˈpräpərtē/ /ˈɛʤ ɜr ˈlɪmət əv ə ˈprɑːpɜrtiː/