O, kadınları anlamlı bir meşgale olmaktan daha ziyade tek kullanımlık zevk olarak görüyor.
- He regards women as disposable pleasures rather than as meaningful pursuits.
Tek kullanımlık yemek çubuklarını kullanma yerine yemek yemek ve daha sonra yıkamak için plastik yemek çubuklarını kullanmak en iyisi.
- It is best to use plastic chopsticks to eat and wash later, instead of using disposable chopsticks.
Bu kitabın hem sert hem de yumuşak kapak sürümleri mevcuttur.
- The book is available in both hard and soft-cover versions.
Araştırma için mevcut az paramız var.
- We have little money available for the research.
Şu anda müsait değilim.
- I'm not available right now.
John şu an müsait mi?
- Is John available now?
Bu gece için mevcut bir oda var mı?
- Is there a room available for tonight?
İşe yarar bir yardım var mı?
- Is there any help available?
Bu teklif sadece sınırlı bir süre boyunca geçerlidir.
- This offer is available for a limited time only.
Bu teklif beş gün için geçerlidir.
- This offer is available for five days.
Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir.
- Tickets are available from Lions Club members.
Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir.
- Tickets are available from Lions Club members.
Bu bilet bütün bir yıl için kullanılabilir.
- This ticket is available for a whole year.
Netflix artık Avrupa'da kullanılabilir.
- Netflix is now available in Europe.
Ayrıntılar hemen hazır değildi.
- Details weren't immediately available.
Servisler hazır olacak.
- Shuttles will be available.
Rather than purchase an expensive razor he bought a packet of cheap disposable ones.