My college has dormitories.
- Benim üniversitemin yurtları var.
You will soon adjust to living in a dormitory.
- Yakında bir yurtta yaşamaya uyum sağlayacaksın.
Have you ever been outside the country?
- Hiç yurt dışına çıktın mı?
Tom lives on his country estate.
- Tom yurtluğunda yaşıyor.
They think the owner of the house is studying abroad.
- Onlar evin sahibinin yurt dışında eğitim aldığını düşünüyorlar.
You're just a little homesick.
- Sen sadece biraz yurtsamışsın.
He is famous both at home and abroad.
- Yurt içinde ve yurt dışında ünlüdür.
The food is very good in the dormitory where he lives.
- Kaldığı yurtta yemekler çok iyi.
You will soon adjust to living in a dormitory.
- Yakında bir yurtta yaşamaya uyum sağlayacaksın.
Is this your first foreign trip?
- Bu senin ilk yurt dışı seyahatin mi?
Living abroad is the best way to learn a foreign language.
- Yurt dışında yaşamak bir yabancı dili öğrenmek için en iyi yoldur.
The number of Japanese going overseas has been increasing year by year.
- Yurt dışına çıkan Japon sayısı yıldan yıla artmaktadır.
A passport is usually necessary when you travel overseas.
- Yurt dışına seyahat ederseniz genellikle bir pasaport gereklidir.
By studying overseas, students can come into contact with other manners and customs.
- Yurt dışında eğitim görerek, öğrenciler diğer görgü ve gelenekler ile temas kurabilirler.
The number of Japanese going overseas has been increasing year by year.
- Yurt dışına çıkan Japon sayısı yıldan yıla artmaktadır.
You will benefit by a trip abroad.
- Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
Have you ever been abroad?
- Hiç yurt dışında bulundun mu?
Have you ever been abroad?
- Hiç yurt dışında bulundun mu?
You will benefit by a trip abroad.
- Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
More and more couples go on honeymoon trips abroad.
- Gittikçe daha fazla çift balayı gezilerine yurt dışına gitmektedir.
When you travel abroad, you usually need a passport.
- Yurt dışına seyahat edersen, genellikle bir pasaporta ihtiyacın vardır
Boys can't enter the girls' dormitories.
- Oğlanlar kızların yurtlarına giremezler.
My college has dormitories.
- Benim üniversitemin yurtları var.