I have to renew my passport.
- Pasaportumu yenilemek zorundayım.
I congratulate him and Governor Palin for all they have achieved, and I look forward to working with them to renew this nation's promise in the months ahead.
- Başardıkları her şey için onu ve Vali Palin'i tebrik ediyorum ve önümüzdeki aylarda bu milletin sözünü yenilemek için onlarla çalışmaya can atıyorum.
The Japanese fiscal authorities are weighing measures to restore public confidence in their economic management.
- Japon mali otoriteleri ekonomik yönetimlerinde ulusal güveni yenilemek için önlemleri tartıyorlar.
Can someone refresh my memory?
- Birisi hafızamı yenileyebilir mi?
Did you refresh the page?
- Sayfayı yeniledin mi?
Tom wasn't sure they would renew his visa.
- Tom onların onun vizesini yenileyeceklerinden emin değildi.
I need to renew my subscription.
- Benim aboneliğimi yenilemem gerekiyor.
My neighbour totally renovated his house.
- Komşum evini tamamen yeniledi.
My neighbor renovated her house completely.
- Komşum evini baştan aşağı yeniledi.
I feel completely restored after a week in the country.
- Ülkede bir haftadan sonra tamamen yenilenmiş hissediyorum.
The Japanese fiscal authorities are weighing measures to restore public confidence in their economic management.
- Japon mali otoriteleri ekonomik yönetimlerinde ulusal güveni yenilemek için önlemleri tartıyorlar.
You renovated a house.
- Sen bir evi yeniledin.
My neighbour totally renovated his house.
- Komşum evini tamamen yeniledi.
I haven't renewed my subscription.
- Aboneliğimi yenilemedim.
Curtains and carpets were renewed.
- Perdeler ve halılar yenilenmişti.
İşletmede olan bir teçhizatda bazi bölümlerin değiştirilerek o teçhizatın yeni özellikler kazanıcak şekilde yenilenmesi.