She saw her daughter lying on the sidewalk, unconscious.
- O, kızını baygın halde kaldırımda yatarken gördü.
He learned English perfectly well, lying on the sofa and drinking beer.
- İngilizceyi mükemmel şekilde, kanepede yatarken ve bira içerken öğrendi.
Our yacht club has ten members.
- Yat kulübümüzün on üyesi vardır.
I often go yachting on weekends.
- Hafta sonlarında sık sık yatçılığa giderim.
You look pale. You had better lie down in bed at once.
- Solgun görünüyorsun. Derhal yatağa uzansan iyi olur.
Do you need to lie down?
- Yatmamız gerekiyor mu?
I usually go to bed at ten.
- Genellikle saat onda yatarım.
When do you usually go to bed?
- Genellikle ne zaman yatarsın?