yatarken

listen to the pronunciation of yatarken
التركية - الإنجليزية
lying on

He found himself lying on a bench in the park. - Kendini parkta bir bankta yatarken buldu.

The police found Tom lying on the floor with a bullet hole in the middle of his forehead. - Polis Tom'u alınının ortasındaki bir kurşun deliğiyle yerde yatarken buldu.

yat
yacht

Tom can't afford to buy a yacht. - Tom'un bir yat almaya gücü yetmez.

Our yacht club has ten members. - Yat kulübümüzün on üyesi vardır.

yat
lie down

You look pale. You had better lie down in bed at once. - Solgun görünüyorsun. Derhal yatağa uzansan iyi olur.

Whenever I lie down on my bed and read a book, I fall asleep. - Ne zamam yatağıma uzanıp bir kitap okusam, uykuya dalarım.

yat
go to bed

When do you usually go to bed? - Genellikle ne zaman yatarsın?

I'm really tired; I think I'll go to bed. - Çok yorgunum; Sanırım yatacağım.

yat
went to bed
yat
gone to bed
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف yatarken في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

Yat
a person of the New Orleans, Louisiana area who speaks with a Yat accent
Yat
a unique collection of dialects of English spoken in New Orleans, Louisiana
yat
A vowel of the Cyrillic and Glagolitic alphabet (Cyrillic capital Ѣ, Cyrillic small ѣ, Glagolitic ⱑ), no longer in current use
yat
A Late Proto-Slavic (Common Slavic) sound usually transcribed as /ě/, subsequently lost in all Slavic dialect
yat
one
التركية - التركية

تعريف yatarken في التركية التركية القاموس.

yat
Kalkan ve zırh gibi korunma aracı. Özel gezinti gemisi: "Seni kendi yatımızda kaptan kıyafetle göremeyeceğim."- R. H. Karay
yat
Kalkan
yat
Kalkan ve zırh gibi korunma aracı
yat
Özel gezinti gemisi