Englisch - Türkisch
Definition von with exclusion of; leaving or left out; excepting im Englisch Türkisch wörterbuch
- except
- hariç
Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
-I work every day except on Sunday.
Pazartesi hariç herhangi bir gün olur.
-Any day will do except Monday.
- except
- {e} -den başka, hariç, dışında. bağ
- except
- {f} hariç tutmak
- except
- olmazsa
- except
- -den başka
- except
- müstesna
- except
- meğerki
- except
- saymamak
- except
- ayırmak
- except
- {f} -in dışında tutmak: He excepted Harun from this. Harun'u bunun dışında tuttu
- except
- ayrı tutmak
- except
- başka
Adam üç gündür bir şey yememişti, yiyecekten başka bir şey düşünemiyordu.
-The man, who had not eaten for three days, had trouble thinking about anything except food.
Geçen hafta ayrıldığından başka bir şey bilmiyorum.
-I know nothing except that she left last week.
- except
- fakat
Bu saati satın alırdım fakat çok pahalı.
-I would buy this watch, except it's too expensive.
- except
- (fiil) hariç tutmak, dışında tutmak, ayırmak, karşı çıkmak, itiraz etmek
- except
- {f} itiraz etmek
- except
- conj. haricinde
- except
- ayrı tut
- except
- (bağlaç) yoksa, haricinde, olmazsa, başka
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von with exclusion of; leaving or left out; excepting im Englisch Englisch wörterbuch
- except
with exclusion of; leaving or left out; excepting
Silbentrennung
with ex·clu·sion of; lea·ving or left out; ex·cept·ingAussprache
Resimler
Favoriten