Diğerleri hakkında kötü şeyler söyleme.
- Don't say bad things about others.
Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.
- Please don't leave valuable things here.
Bunlar senin eşyaların mı?
- Are these your things?
Lütfen eşyalarımı oldukları gibi bırakın.
- Please leave my things as they are.
Yanlış şey yapan kişi bendim, sen değil.
- I was the one who did the wrong thing, not you.
Bütün bu şeyi planlayan kişi sen miydin?
- Were you the one who planned this whole thing?
Olayları gerçekten oldukları gibi görmeye çalış.
- Try to see things as they really are.
Tom'un çoğunlukla olayları hatırlama sorunu var.
- Tom often has trouble remembering things.
Yeryüzündeki tüm canlılar karbon içerirler.
- All living things on Earth contain carbon.
Eğer su olmasa canlılar yaşayamaz.
- If it were not for water, no living things could live.
İnsanlar sevilmek, nesneler ise kullanılmak için yaratılmıştı. Dünya kaos içinde, çünkü her şey karşıt.
- People were created to be loved, things were created to be used. The world is in chaos, because everything is opposite.
Aşağıdaki sözcüklere adıl denir ve cümlede özne olarak kullanılırlar. Onlar bir kişi veya nesne sunarlar.
- The following words are called pronouns and are used as the subject of a sentence. They represent a person or a thing.
İhtiyaç duymadığım pek çok şeyim var.
- I have so many things I don't need.
Tom ihtiyaç duymadığı birkaç şey satın aldı.
- Tom bought a few things he didn't need.
Konuları sallantıda bırakmayı sevmiyorum.
- I don't like to leave things up in the air.
Öyle şeyler konusunda bilgim yok.
- I don't know about things like that.
Tom başka hiç kimsenin yapmak istediği her şeyi yapmak için gönüllüydü.
- Tom volunteered to do all the things no one else wanted to do.
Kimse eşyanın nasıl yapıldığını açıklayamadı.
- Nobody could explain how the thing was made.