You've aroused my interest.
 - Sen benim ilgimi uyandırdın.
His story aroused my suspicion.
 - Onun hikayesi benim şüphemi uyandırdı.
Don't bother waking me up at 4:00 a.m. I don't plan to go fishing tomorrow.
 - Sabah 4:00'te beni uyandırmak için zahmet etmeyin. Yarın balık tutmaya gitmeyi planlamıyorum.
I've been having trouble waking up.
 - Uyanmakta zorlanıyorum.
He wanted to be woken up early by his wife.
 - Karısı tarafından erken uyandırılmak istedi.
He seemed to have just woken up from a dream.
 - Az önce bir rüyadan uyanmış gibi görünüyordu.
When I woke up, I was sad.
 - Uyandığımda üzgündüm.
Tom and Mary woke up early to see the first sunrise of the year.
 - Tom ve Mary yılın ilk güneşinin doğuşunu görmek için erken uyandı.
Please wake me up at six tomorrow.
 - Lütfen yarın saat 6'da beni uyandır.
The alarm clock wakes me at seven.
 - Çalar saat beni 7:00 de uyandırır.
The police found a truck matching that description.
 - Polis bu tanıma uyan bir kamyon buldu.