Onun orijini bilinmez.
- Its origin is unknown.
O, Almanya'da yıldızdır ama Amerika'da tamamen bilinmez.
- He's a star in Germany, but completely unknown in America.
X sembolü genellikle matematikte bilinmeyen sayıyı temsil etmektedir.
- The symbol X usually stands for an unknown quantity in mathematics.
İki bilinmeyenli bir denklem gibiydi hepsi.
- It was all like a single equation with two unknowns.
Onun adı bilinmiyordu.
- Her name was unknown.
Şüphelinin nerede olduğu hâlâ bilinmiyor.
- The whereabouts of the suspect is still unknown.
Yaşarken tanınmayan birçok büyük düşünür ölümden sonra ünlü oldu.
- Many great thinkers who were unknown while alive became famous after death.
Yaşarken tanınmayan birçok büyük düşünür ölümden sonra ünlü oldu.
- Many great thinkers who were unknown while alive became famous after death.
Like a rolling stone?.
the Evening Post of this city to refer to him recently as the young Belgian painter, and to the general public he is an unknown quantity.
... unknown reason. ...