toplantıda

listen to the pronunciation of toplantıda
Türkisch - Englisch

Definition von toplantıda im Türkisch Englisch wörterbuch

toplantı
meeting

The meeting was canceled because of the rain. - Yağmur nedeniyle toplantı iptal edildi.

Shall we start the meeting now? - Toplantıyı şimdi başlatalım mı?

toplantı
{i} assembly

She took part in the assembly. - O, toplantıda yer aldı.

He never goes to an assembly. - O asla toplantıya gitmez.

toplantıda olmak
be in council
toplantı
gathering

We had to postpone the gathering because of rain. - Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.

He never goes to a gathering. - O asla bir toplantıya gitmez.

toplantı
{i} Congress
toplantı
session

The therapy is in session. - Terapi toplantı halinde.

toplantı
convention

They called a special convention. - Onlar özel bir toplantıya çağırdılar.

toplantı
{i} company

He attended the meeting as the company representative. - O, şirket temsilcisi olarak toplantıya katıldı.

He attended the meeting as our company representative. - O bizim şirket temsilcimiz olarak toplantıya katıldı.

toplantı
{i} function
toplantı
(Arılık) hearing
toplantı
(Kanun) conseil
toplantı
highlight
toplantı
convocation
toplantı
{i} pow wow
toplantı
{i} muster
toplantı
social
toplantı
assemblage
toplantı
reunion

Tom went to his high school reunion last week. - Tom geçen hafta lisesinin anma toplantısına gitti.

See you at the reunion. - Toplantıda görüşürüz.

toplantı
rally
toplantı
powwow
toplantı
have meeting
toplantı
meeting; congress, conference; assembly, gathering
toplantı
court
toplantı
concourse
toplantı
seance
toplantı
parley
toplantı
forum
toplantı
(Hukuk) session, convention, gathering, meeting
toplantı
conference

I attend scientific conferences. - Bilimsel toplantılara katılırım.

The whole world is watching the summit conference. - Tüm Dünya Zirve toplantısını izliyor.

toplantı
get together
toplantı
gettogether
toplantı
synod
Türkisch - Türkisch

Definition von toplantıda im Türkisch Türkisch wörterbuch

Toplantı
derinti
toplantı
Birden çok kimsenin türlü amaçlarla bir araya gelmesi, içtima
toplantı
Bir meclisin bir yıl içindeki birleşimlerinin tümü
toplantı
Toplanma, bir araya gelme, kabarıklık oluşturma: "Gür kaşları başlangıçlarında kıvrık toplantılar yaparak incele incele uçlarında büsbütün sivrilirdi."- H. Z. Uşaklıgil
toplantı
Toplanma, bir araya gelme, kabarıklık oluşturma
toplantı
Birden çok kimsenin türlü amaçlarla bir araya gelmesi, içtima: "Komisyon toplantısı bitsin de görürsünüz."- M. Ş. Esendal
toplantı
Bir gündem üzerinde görüşmek amacıyla ilgililerin katılmasıyla yapılan birleşim