to a great extent or degree

listen to the pronunciation of to a great extent or degree
Englisch - Türkisch

Definition von to a great extent or degree im Englisch Türkisch wörterbuch

right
{s} haklı

Her zaman haklı olduğun konusunda ısrar ediyorsun. - You always insist that you are in the right.

O, anladığım kadarıyla haklıdır. - The way I see it, he is right.

greatly
çokça

Hediye çokça takdir edilir. - The gift is greatly appreciated.

right
doğrudan doğruya

Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir. - Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.

Bir bisiklet yolu doğrudan doğruya evimin önünden geçer. - A bike path goes right past my house.

greatly
geniş ölçüde

Savaştan beri Japonya bilim ve teknolojide geniş ölçüde gelişti. - Since the war, Japan has advanced greatly in science and technology.

greatly
fazlasıyla
right
dürüstlük
right
yanlış olmama
right
iyi

Bay Ford şimdi iyidir. - Mr Ford is all right now.

Birbirimizi sevdiğimiz sürece, biz iyi olacağız. - As long as we love each other, we'll be all right.

right
yetki

Tamam, şimdi yetki bende. - All right, I'm in charge now.

greatly
çok

Şehir yaşamının gürültüsü beni çok sinirlendiriyor. - The noise of city life annoys me greatly.

Tom annesini çok özlüyor. - Tom misses his mother greatly.

greatly
adamakıllı

Tuz ilavesi lezzeti adamakıllı artırdı. - The addition of salt greatly improved the flavor.

greatly
z. çok, pek çok; fazlasıyla
right
pek

Pekala, ben dinliyorum. - All right, I'm listening.

Bu, kulağa pek hoş gelmiyor. - That doesn't sound right.

right
doğruca

Bir otelde oda kiraladım ve doğruca yatmaya gittim. - I checked into a hotel and went right to sleep.

Tom Mary'nin ne kadar yorgun olduğunu gördü ve ona doğruca yatağa gitmesini söyledi. - Tom saw how exhausted Mary was and told her to go right to bed.

right
{f} doğrultmak
right
{s} dik açılı

Bu iki çizgi dik açılıdır. - These two lines are at right angles.

right
çok

Haklı olabilirsin, ama bizim çok az farklı bir görüşümüz var. - You may be right, but we have a slightly different opinion.

Tom'un şu anda konuşmayı canı çok istemiyor. - Tom doesn't feel much like talking right now.

right
sağa

Sola mı yoksa sağa mı döneceğimi bilmiyorum. - I don't know whether to turn left or right.

Anahtarı sağa doğru dönder. - Turn the key to the right.

Englisch - Englisch
right
very
greatly
to a great extent or degree

    Silbentrennung

    to a great ex·tent or de·gree

    Türkische aussprache

    tı ı greyt îkstent ır dîgri

    Aussprache

    /tə ə ˈgrāt əkˈstent ər dəˈgrē/ /tə ə ˈɡreɪt ɪkˈstɛnt ɜr dɪˈɡriː/
Favoriten