the act of waking, or being awaked; also, the state of being awake

listen to the pronunciation of the act of waking, or being awaked; also, the state of being awake
Englisch - Türkisch

Definition von the act of waking, or being awaked; also, the state of being awake im Englisch Türkisch wörterbuch

wake
{f} uyanmak

Yarın sabah erken uyanmak zorundasın. - You have to wake up early tomorrow morning.

Bir fincan koyu kahve olmadan uyanmak zordur. - It is hard to wake up without a strong cup of coffee.

wake
{f} ölünün başında beklemek
wake
(İnşaat) arkası
wake
(Bilgisayar) uyanma

O uyanır uyanmaz müziği açacağız. - As soon as she wakes up, we'll turn on the music.

Annesi onu uyandırıncaya kadar Jim uyanmadı. - Jim didn't wake up until his mother woke him.

wake
kaldırmak
wake
uyanık

Koyu bir fincan kahve uyanık kalmama yardım eder. - A strong cup of coffee helps me wake up.

wake
canlandırmak
wake
uyandırmak

Amacım Tom'u uyandırmak değildi. - I didn't mean to wake Tom up.

Seni uyandırmak istemedim. - I didn't want to wake you.

wake
geminin suda bıraktığı iz
wake
harekete geçirmek
wake
sabahlama/iz
wake
{i} rüzgâr çıkması
wake
{f} anlamasını sağlamak
wake
(fiil) uyanmak, canlanmak, körüklemek, sabahlamak, ölünün başında beklemek, uyandırmak, canlandırmak, anlamasını sağlamak, gözünü açmak
wake
{i} dümen rüzgârı
wake
{i} sabahlama
wake
(isim) sabahlama, ölüyü bekleme, yıllık tatil, dümen suyu, gemi izi, dümen rüzgârı, rüzgâr çıkması
Englisch - Englisch
wake
the act of waking, or being awaked; also, the state of being awake
Favoriten