terror-stricken

listen to the pronunciation of terror-stricken
Englisch - Türkisch
çok korkmuş
dehşete düşmüş
dehşete kapılmış
awful
{s} berbat

O şarkıcının berbat bir sesi var. - That singer has an awful voice.

Berbat bir çığlık sesi onu ürpertti. - The sound of an awful scream made him shudder.

awful
dehşet verici
awful
{s} çok kötü

Geçen yaz çok kötüydü. - Last summer was awful.

Çok kötü görünüyorsun. Ne oldu? - You look awful. What happened?

awful
{s} k.dili. çok fazla, pek çok: That'll take an awful lot of work. O çok iş ister
awful
(Argo) bombok
awful
çok fena
awful
rezalet
awful
{s} korkunç

Niçin o kadar korkunçsun? - Why are you so awful?

Bu korkunç köpeği nereden buldun? - Where did you find this awful dog?

awful
{s} oldukça büyük
awful
çok

Bu, iki kişi için oldukça çok şey gibi görünüyor. - That looks like an awful lot for two people.

Tom çok yorgun görünüyor. - Tom does seem awfully tired.

awful
dili heybetli
awful
iri awfully
awful
rezil
awful
müthiş

Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz! - What an awful world we live in!

Müthiş bir bisikletim var. - I have an awful bike.

awful
sunturlu
terror stricken
dehşete kapılmış
Englisch - Englisch
gripped by fear, held fast by terror
struck or filled with terror
awful
terrorstricken
Stricken with terror; utterly terrified