terror-stricken

listen to the pronunciation of terror-stricken
Englisch - Türkisch
çok korkmuş
dehşete düşmüş
dehşete kapılmış
awful
{s} berbat

Berbat bir çığlık sesi onu ürpertti. - The sound of an awful scream made him shudder.

O şarkıcının berbat bir sesi var. - That singer has an awful voice.

awful
dehşet verici
awful
{s} çok kötü

Söylediğim şey hakkında çok çok kötü hissediyorum. - I feel awful about what I said.

Ben çok kötü üşüttüm. - I caught an awful cold.

awful
{s} k.dili. çok fazla, pek çok: That'll take an awful lot of work. O çok iş ister
awful
(Argo) bombok
awful
çok fena
awful
rezalet
awful
{s} korkunç

Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç. - There are very few shops and the cinema is awful.

Bu korkunç köpeği nereden buldun? - Where did you find this awful dog?

awful
{s} oldukça büyük
awful
çok

Tom çok yorgun görünüyordu. - Tom seemed awfully tired.

Bu, iki kişi için oldukça çok şey gibi görünüyor. - That looks like an awful lot for two people.

awful
dili heybetli
awful
iri awfully
awful
rezil
awful
müthiş

Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor. - A certain someone is being awfully fragile today.

Onun konuşması müthiş sıkıcıydı. - His speech got awfully boring.

awful
sunturlu
terror stricken
dehşete kapılmış
Englisch - Englisch
gripped by fear, held fast by terror
struck or filled with terror
awful
terrorstricken
Stricken with terror; utterly terrified
terror-stricken
Favoriten