Her din cinayeti yasaklar.
- Every religion prohibits murder.
İngiliz hukuku 16 yaşın altındaki çocukların sigara satın almasını yasaklar.
- English law prohibits children under 16 from buying cigarettes.
Sağlığının az olması onu seyahatten alıkoydu.
- Poor health prohibited him from traveling.
Okulun kıyafet kodu saçınızı doğal olmayan bir rengi boyamanızı yasaklıyor.
- The school's dress code prohibits dyeing your hair a non-natural color.
Ebeveynlerim Tom'u tekrar görmemi yasakladılar.
- My parents prohibited me from seeing Tom again.
Silah ihracatı yasaklandı.
- The export of arms was prohibited.
Silah ihracatı yasaklandı.
- The export of arms was prohibited.
Silah ihracatı yasaklandı.
- Weapons export was prohibited.
The restaurant prohibits smoking on the patio.
... compliance prohibits you doing the thing that you think will help you do your job better" ...
... the way that you think it does" or "Corporate policy prohibits you doing it." ...