türünün

listen to the pronunciation of türünün
Türkisch - Englisch
of its kind
tür
Type

I don't like this type of house. - Bu tür evi sevmiyorum.

There are over 2,500 types of snakes in the world. - Dünyada 2,500'ü aşkın yılan türü bulunmaktadır.

tür
kind

He likes all kinds of sports. - Sporun her türünü sever.

Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children. - Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.

tür
sort

What sort of danger are we in? - Biz ne tür bir tehlikedeyiz?

What sort of things do you do on weekends? - Hafta sonlarında ne tür şeyler yaparsınız?

tür
species

Cabbage, cauliflower, broccoli, and Brussels sprouts are all cultivars of the same species. - Lahana, karnabahar, brokoli ve brüksellahanası aynı türün çeşitleridir.

This species of deer is so elusive that only two have ever been photographed in the wild. - Bu geyik türlerinin yakalanması o kadar zor ki yabanda şu ana kadar sadece iki tanesinin resmi çekildi.

türünün en iyilerinden olmak
take some beating
türünün en iyisi
in a class of one's own
türünün özelliklerini taşıyan
true to type
tür
breed
tür
variety

Apocryphal stories are the most fun variety of bullshit. - Uydurma hikayeler en eğlenceli saçmalık türüdür.

tür
{i} genre

My brother listens to a music genre called ambient. - Erkek kardeşim ambient denilen bir müzik türünü dinler.

Science fiction is a highly imaginative genre. - Bilim kurgu son derece yaratıcı bir türe sahiptir.

tür
subspecies
tür
nature

There were no temples or shrines among us save those of nature. - Bizim aramızda doğayla ilgili olanlar hariç tapınaklar ve türbeler yoktu, .

tür
(Gıda) sp
tür
(Bilgisayar) as
tür
(Dilbilim,İnşaat) version

Turkish distinguishes between dotted and dotless Is. There are capital and lowercase versions of both. - Türkçe noktalı ve noktasız I arasında ayrım yapıyor. Her ikisinin de büyük ve küçük versiyonları var.

tür
(Aydınlatma) hue
tür
form

The former Italian currency was the lira and its symbol was ₤. It's not related to the Turkish lira. - Daha önceki İtalyan para birimi liradır.ve onun sembolü £ dır.O Türk lirasıyla ilgili değildir.

All forms of life have an instinctive urge to survive. - Bütün hayvan türleri yaşamak için içgüdüsel dürtüye sahiptir.

tür
order

All sweaters of this type are out of stock now. We'll order them from the main store in Tokyo. - Şu anda bu tür tüm kazaklar bitti. Onları Tokyo'daki ana mağazadan sipariş edeceğiz.

I ordered a Turkish grammar yesterday. - Dün bir Türkçe gramer sipariş ettim.

tür
category
tür
stamp
tür
(Ticaret) lot

A lot of English words are derived from Latin. - Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.

Tom is the kind of guy lots of people just don't like. - Tom birçok insanın hoşlanmadığı adam türüdür.

tür
(Ticaret) line
tür
(Bilgisayar) type is
tür
(Biyoloji) eidos
tür
sort of

What sort of danger are we in? - Biz ne tür bir tehlikedeyiz?

What sort of person would do that kind of thing? - O tür şeyi ne tip insan yapardı?

tür
ilk
tür
range
tür
genus
tür
description
tür
type, kind
tür
the kind
tür
of sort
tür
race
tür
persuasion
tür
class

I don't accept any kind of comment during my class. - Dersim sırasında herhangi türde yorum kabul etmiyorum.

He was the kind of kid who was always showing off to his classmates. - Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.

tür
strain

France has banned a strain of genetically modified maize. - Fransa, genetiği değiştirilmiş bir mısır türünü yasakladı.

tür
(Hukuk) modality
tür
(Botanik) , (Zooloji) species
tür
kind, sort, type, description; species
tür
kind, sort, type
tür
stripe
tür
cast

The Turks held siege over the Castle of Eger for a long time. - Türkler Eğri Kalesi'ni uzun süre kuşattılar.

Türkisch - Türkisch

Definition von türünün im Türkisch Türkisch wörterbuch

tür
Çeşit
Tür
janr
Tür
fam
tür
Ortak özellikleri olan bireylerin tamamı, cinslerin ayrıldığı bölüm, janr
tür
Kendi içinde bir birim olan ve üzerinde cins kavramının bulunduğu mantıksal kavram
tür
Türlü
tür
Ortak özellikleri olan bireylerin tamamı, cinslerin ayrıldığı bölüm