O, oyunu mutlaka kazanacak.
 - He is certain to win the game.
Çeviri bir kadın gibidir. Güzelse güvenilir değildir. Güvenilirse kesinlikle güzel değildir.
 - Translation is like a woman. If it is beautiful, it is not faithful. If it is faithful, it is most certainly not beautiful.
Niyetlerinizin güvenilir olduğuna eminim.
 - I'm certain that your intentions are honorable.
Belirli bir ölçüde ona güvenebilirim.
 - I can trust him to a certain extent.
Üçüncü yıldız belirli bir krala ait oldu.
 - The third star belonged to a certain king.
Gölde kesinlikle yüzebilirsin fakat öyle yapmanın anlamı yok.
 - You can certainly swim in the lake, but there is no sense in doing so.
Kesinlikle,kart oynamayı severim.
 - Certainly, I like playing cards.
Belli bir noktadan sonra her şey biraz daha zor oldu.
 - After a certain point, everything became a little more difficult.
Ted'in oyunu kazanacağı belliydi.
 - Ted was certain of winning the game.
Tom, Mary'nin onun büyükbabasının altın saatini çaldığından oldukça emindi.
 - Tom was reasonably certain that Mary had stolen his grandfather's gold watch.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
 - Tom certainly looks confident.
Ben herhangi bir hata yapmadığımdan oldukça eminim.
 - I'm pretty certain I haven't made any mistakes.
Tom kesinlikle takımındaki herhangi biri kadar çok çalışıyor.
 - Tom certainly works as hard as anyone else on his team.