Sanırım kırsal yaşam bazı bakımlardan şehir yaşamından daha üstündür.
- I think country life is superior to city life in some respects.
Bu ürünler onlarınkinden daha üstün.
- These products are superior to theirs.
Matematikte ondan daha iyi.
- He is superior to her in math.
Bu adam benim en ilk amirimdir.
- This man is my immediate superior.
Amirimden izin alacağım.
- I'll get permission from my superior.
Onun raporu benimkine göre üstündür.
- His paper is superior to mine.
Bu halı kalite olarak ondan üstündür.
- This carpet is superior to that one in quality.
Onun raporu benimkine göre üstündür.
- His paper is superior to mine.
Üstlerine karşı saygıyla davranır.
- He behaves respectfully toward his superiors.
Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti.
- Sami felt a little bit superior to his friends.
Benim kültürüm objektif olarak onlarınkinden daha üstün.
- My culture is objectively superior to theirs.
Bu sözlük ondan daha üstün.
- This dictionary is superior to that one.
Amirimden izin alacağım.
- I'll get permission from my superior.
Rebecca had always thought shorts were far superior to pants, as they didn't constantly make her legs itch.
... that are infinitely superior to the ligament ...