Sanırım kırsal yaşam bazı bakımlardan şehir yaşamından daha üstündür.
- I think country life is superior to city life in some respects.
Benim kültürüm objektif olarak onlarınkinden daha üstün.
- My culture is objectively superior to theirs.
Matematikte ondan daha iyi.
- He is superior to her in math.
Bu adam benim en ilk amirimdir.
- This man is my immediate superior.
O, amirine ne düşündüğünü söyledi.
- She told her superior what she thought.
Bu kumaş ona göre daha üstün.
- This cloth is superior to that.
ENERGY STAR, işletmelerin ve bireylerin tasarruf yapmasına ve üstün enerji verimliliği ile iklimimizi korumasına yardımcı olan bir ABD Çevre Koruma Ajansı gönüllü programıdır.
- ENERGY STAR is a U.S. Environmental Protection Agency (EPA) voluntary program that helps businesses and individuals save money and protect our climate through superior energy efficiency.
Bu kumaş ona göre daha üstün.
- This cloth is superior to that.
Bu ürünler onlarınkinden daha üstün.
- These products are superior to theirs.
Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti.
- Sami felt a little bit superior to his friends.
Bu kumaş ona göre daha üstün.
- This cloth is superior to that.
Bu ürünler onlarınkinden daha üstün.
- These products are superior to theirs.
Amirimden izin alacağım.
- I'll get permission from my superior.
Rebecca had always thought shorts were far superior to pants, as they didn't constantly make her legs itch.
... that are infinitely superior to the ligament ...