O sık sık ahmakça sorular sorar.
 - She often asks silly questions.
Ebeveynlerinin görüşü onun kazandıklarını aptal bir kıza harcamasıydı.
 - His parents' view was that he was wasting his earnings on a silly girl.
Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.
 - It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day.
Sen şimdi bir film yıldızı mısın? Hayır, salak.
 - Are you a movie star now? No, silly.
Sana saçma bir soru sormalıyım.
 - I need to ask you a silly question.
Şapkan saçma görünüyor.
 - Your hat looks silly.
Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.
 - It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day.
Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.
 - Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.