O çok güzel bir şekilde sorulan bir soru değil.
 - That's not a very nicely asked question.
Leyla güzel bir şekilde giyindi.
 - Layla dressed nicely.
Havanın güzel olup olmayacağını merak ediyorum.
 - I wonder if it will be nice.
Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı.
 - It must be nice to have friends in high places.
Kel olmakla ilgili güzel şeylerden biri, asla kötü bir saçlı bir gününün olmamasıdır.
 - One of the nice things about being bald is that you never have a bad hair day.
O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz.
 - He is very nice. He never speaks ill of others.
Leyla çok hoş tatlı bir kadındı.
 - Layla was a very nice sweet woman.
Kavun, tatlı kokuyor ve tadı çok güzel.
 - The melon smells sweet and tastes very nice.
Çok kibarsın diye Willie yanıtladı.
 - That's very nice of you, Willie answered.
O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz.
 - He is very nice. He never speaks ill of others.
Şu odadaki masa çok iyi.
 - The table in that room is very nice.
Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
 - Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
Bana karşı çok naziktin, ve ben gerçekten hoş bir yolculuk yaptım. Çok teşekkür ederim.
 - You were so nice to me, and I had a really pleasant trip. Thanks so much.
Bana böylesine güzel bir hediye gönderdiğiniz için çok naziksiniz.
 - It is very kind of you to send me such a nice present.
Bir kırmızı araba ve bir beyaz olanı gördüm.Kırmızı olan beyaz olandan daha hoş görünüyordu.
 - I saw a red car and a white one. The red one was nicer looking than the white one.
Bunlar iki hoş resimdir.
 - These are two nice pictures.