Lander ayaklanmanın ve çete davranışının yoksulluğun ve kötü ekonomik koşulların bir sonucu olduklarını varsayıyor.
- Lander assumes that rioting and gang behavior are a result of poverty and poor economic conditions.
O, ayaklanmada öldürüldü.
- He was killed in the riot.
İsyancılar onu kötü yendi.
- The rioters beat him badly.
İsyan kontrolden çıktı.
- The riot got out of hand.
Polis göstericileri dağıtmak için plastik mermi kullandı.
- Police used rubber bullets to subdue the rioters.
Göstericiler zorla plazadan çıkarıldılar.
- The rioters were forcibly removed from the plaza.
Bu ayaklanmalar Washington'daki neoconlar tarafından planlanmıştır.
- These riots are engineered by Washington's neocons.
Boston'da ayaklanmalar patlak verdi.
- Riots broke out in Boston.
Bütün polis memurları kendilerini ayaklanmacılara karşı korumak için kalkanlarla donatıldı.
- All the police officers were equipped with shields to defend themselves against the rioters.
İsyancılar birçok polisi öldüresiye dövdüler.
- The rioters beat many policemen to death.
Birkaç isyancı ciddi biçimde yaralandı.
- A few rioters were seriously injured.
She really read him the riot act about his smoking habit.
The rioters had erected a makeshift barricade and were pelting the police with rocks from behind it.
... a riot out there about this tape to come out. You are correct about that. ...