related through one common grandparent or ancestor rather than two

listen to the pronunciation of related through one common grandparent or ancestor rather than two
Englisch - Türkisch

Definition von related through one common grandparent or ancestor rather than two im Englisch Türkisch wörterbuch

half
ara

Dr. Svensen konuyu öyle geniş bir şekilde araştırdı ki onun kaynakçası kitabının yarı ağırlığını oluşturuyor. - Dr. Svensen researched the issue so extensively that his bibliography makes up half the weight of his book.

Tom Mary'nin arabasının torpido gözünde yarısı yenmiş bir hamburger fark etti. - Tom noticed a half-eaten hamburger on the dashboard of Mary's car.

half
(pul/içecek/bilet/vb.) yarım
half
buçuk

Araba ile oraya ulaşmak benim bir buçuk saatimi aldı. - It took me an hour and a half to get there by car.

Bir buçuk asırlık bir karmaşadan sonra kraliyet otoritesi yeniden kuruldu. - Only after a century and a half of confusion was the royal authority restored.

half
yarı

Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı. - He began his meal by drinking half a glass of ale.

İtalya'nın nüfûsu, Japonya'nınkinin yaklaşık yarısı kadardır. - The population of Italy is about half as large as that of Japan.

half
{i} yarım

Yarım saat koşmaya devam etti. - He run on for half an hour.

Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı. - He began his meal by drinking half a glass of ale.

half
yarımhalf brother üvey erkek karde
half
yarı yarıya

Bu kitabın fiyatı yarı yarıya düşürüldü. - The price of this book has been reduced by half.

Tom'un dans etmeye başlayacağını yarı yarıya umuyordum. - I half expected Tom to start dancing.

half
kısmen

Tom sadece kısmen şaka yapıyordu. - Tom was only half joking.

half
{i} yarım, yarı: Two halves make a whole. İki yarım bir bütün eder. half an apple yarım elma. Half the students have come
half
yarım buçuk yarı
half
{i} devre

Bu araba, motor silindirlerinin yarısını devre dışı bırakabilir. - This car can deactivate half of its engine's cylinders.

half
{ç} halves (hävz)
half
(zarf) yarı, yarı yarıya, hemen hemen, neredeyse
half
{i} yarı saha
half
hemen hemen
Englisch - Englisch
half

A half uncle or half aunt or half cousin.

related through one common grandparent or ancestor rather than two

    Silbentrennung

    re·la·ted through one com·mon grand·par·ent or an·ces·tor rath·er than two

    Türkische aussprache

    rileytıd thru hwʌn kämın grämperınt ır änsestır rädhır dhın tu

    Aussprache

    /rēˈlātəd ˈᴛʜro͞o ˈhwən ˈkämən ˈgramˌperənt ər ˈanˌsestər ˈraᴛʜər ᴛʜən ˈto͞o/ /riːˈleɪtəd ˈθruː ˈhwʌn ˈkɑːmən ˈɡræmˌpɛrənt ɜr ˈænˌsɛstɜr ˈræðɜr ðən ˈtuː/
Favoriten