Bilgisayarlarla ilgili iş yaparım.
- I do work related to computers.
Fiziksel değişiklikler doğrudan yaşlanmayla ilgilidir.
- Physical changes are directly related to aging.
Gerçekten ilişkiniz var mı?
- Are you guys really related?
Rusçada okşamak, sevgi ile bayağı gelincik sözcükleri eşsesli ve muhtemelen etimolojik olarak ilişkilidirler.
- In Russian, the words for caress, endearment and least weasel are homonymous and possibly related etymologically.
Müzik ve ses çok ilişkilidir.
- Music and sound are very related.
O, aile ile akrabadır.
- He is related to the family.
Tom Mary ile akrabadır.
- Tom is related to Mary.
Tom'la nasıl ilişki kuruyorsun?
- How are you related to Tom?
Onunla iyi ilişki kurabilirim.
- I can relate to that.
Tom'la nasıl ilişki kuruyorsun?
- How are you related to Tom?
The sales-related activities of agent shall be limited to the following groups of customers.
Kimlik yere bağlıdır.
- The identity is related to the place.
Eski İtalyan para birimi liretti ve sembolü ₤ idi. Liret Türk lirasıyla alâkalı değildir.
- The former Italian currency was the lira and its symbol was ₤. It's not related to the Turkish lira.
Bu iki şey alakalı değil.
- Those two things aren't related.
Salatalık, karpuzla ilişkilidir.
- A cucumber is related to a watermelon.
Bir ülke tarafından üretilen kağıt miktarı onun kültürel standartlarıyla yakından ilişkilidir.
- The amount of paper produced by a country is closely related to its cultural standards.
Everyone is related to their parents.
Gun-related crime.
Electric and magnetic forces are closely related.
... So we tried to collect all kinds of data related to the ...
... to economics, to human wellbeing as in material terms; related to the environment, to the ...