Fiziksel değişiklikler doğrudan yaşlanmayla ilgilidir.
- Physical changes are directly related to aging.
Tom Mary ile uzaktan ilgilidir.
- Tom is distantly related to Mary.
Gerçekten ilişkiniz var mı?
- Are you guys really related?
Bir ülke tarafından üretilen kağıt miktarı onun kültürel standartlarıyla yakından ilişkilidir.
- The amount of paper produced by a country is closely related to its cultural standards.
İster inan ister inanma şeftali ve badem ilişkilidir.
- Believe it or not, peaches and almonds are related.
İki adam akraba değildi.
- The two men were not related.
Onunla akraba mısınız?
- Are you related to him?
Onunla iyi ilişki kurabilirim.
- I can relate to that.
Tom'la nasıl ilişki kuruyorsun?
- How are you related to Tom?
Tom'la nasıl ilişki kuruyorsun?
- How are you related to Tom?
The sales-related activities of agent shall be limited to the following groups of customers.
Kimlik yere bağlıdır.
- The identity is related to the place.
Bu iki şey alakalı değil.
- Those two things aren't related.
Eski İtalyan para birimi liretti ve sembolü ₤ idi. Liret Türk lirasıyla alâkalı değildir.
- The former Italian currency was the lira and its symbol was ₤. It's not related to the Turkish lira.
Salatalık, karpuzla ilişkilidir.
- A cucumber is related to a watermelon.
Bir ülke tarafından üretilen kağıt miktarı onun kültürel standartlarıyla yakından ilişkilidir.
- The amount of paper produced by a country is closely related to its cultural standards.
Everyone is related to their parents.
Gun-related crime.
Electric and magnetic forces are closely related.
... So I don't think anything is particularly fame-related. ...
... Especially, output systems should be related with the ...