redend

listen to the pronunciation of redend
Deutsch - Türkisch
konuşma
Englisch - Türkisch

Definition von redend im Englisch Türkisch wörterbuch

coughing
(Tıp) öksürerek
coughing
öksürük

Öksürük ilacına ihtiyacım var. - I need coughing medicine.

Onun öksürük nöbeti vardı. - She had a fit of coughing.

coughing
{f} öksür

Onun konuşmadan önce öksürme alışkanlığı var. - She has a habit of coughing before she speaks.

Tuzlu su ile gargara yapmak öksürüğü durdurmaya yardım eder. - Gargling with salt water helps stop coughing.

coughing up
öksürerek çıkarma
speaking
konuşarak

Tom hem İngilizce hem de Fransızca konuşarak büyüdü. - Tom grew up speaking both English and French.

Ana dilini konuşan bir sürü arkadaşım var, bu yüzden ana dilini konuşanlarla konuşarak bir sürü deneyimim oldu. - I have a lot of friends who are native speakers, so I've had a lot of experience speaking with native speakers.

coughing up
{f} öksürerek çıkar: prep.çıkarar
speaking
tanıdık
speaking
hitabetme kabiliyeti olan
speaking
ezberden nutuk söyleme
speaking
{i} konuşma

İngilizce konuşmak kolay değildir. - Speaking English is not easy.

İngilizce konuşmak kolay değildir. - Speaking English isn't easy.

speaking
speaking likeness aşırı benzeyiş
speaking
{s} konuşan

Hiç İngilizce konuşan bir izleyici ile konuştun mu? - Have you ever spoken to an English speaking audience?

Ana dilini konuşan bir sürü arkadaşım var, bu yüzden ana dilini konuşanlarla konuşarak bir sürü deneyimim oldu. - I have a lot of friends who are native speakers, so I've had a lot of experience speaking with native speakers.

speaking
hitap

Tom halka hitap etmede iyidir. - Tom is good at public speaking.

speaking
speaking acquaintance uzaktan aşinalık
speaking
{s} berrak
speaking
{s} etkileyici
speaking
(sıfat) konuşan, akıcı, berrak, etkileyici, dokunaklı
speaking
(isim) konuşma