Bu sütün tuhaf bir tadı var.
- This milk has a peculiar taste.
Sen tuhaf bir kızsın, Mary.
- You're a peculiar girl, Mary.
Her dilin özellikleri vardır.
- Each language has its peculiarities.
Yıl sonu hediyeleri gönderme Japonya'ya özgü geleneklerden biridir.
- Sending year-end gifts is one of the customs peculiar to Japan.
Nazizm Almanya'ya mı özgüydü?
- Was Nazism peculiar to Germany?
Kangaroos are peculiar to Australia.
It's rather peculiar to see a Kangaroo outside of a zoo in America.