nahrung

listen to the pronunciation of nahrung
Deutsch - Türkisch
{'neriş} kaçık, deli, çılgın
[die] besin, gıda, yiyecek; geçim kaynağı
rızık
rizin
gıda

Bu gıda maddelerini eksi on derecede saklamak daha iyi olur. - Du solltest dieses Nahrungsmittel besser bei minus zehn Grad aufbewahren.

Englisch - Türkisch

Definition von nahrung im Englisch Türkisch wörterbuch

fare
{i} yiyecek
aliment
beslenme

Hayatta kalmak için, insanların yiyeceklerden ve içeceklerden oluşan beslenmeye ihtiyacı var. - In order to stay alive, humans need alimentation, which consists of foods and beverages.

fare
üstesinden gelmek
fare
{f} başar

Üniversitede fizik dersini başaramadım ama kimyayı başardım. - In college, I fared ill with physics and well with chemistry.

fare
yol parası

Taksiden inmeden önce yol parasını öderiz. - Before we get out of the taxi, we pay the fare.

Osaka'dan Akita'ya yol parası nedir? - What is the fare from Osaka to Akita?

aliment
gıda
aliment
maişet
aliment
{i} besin
aliment
nafaka
aliment
{i} yiyecek

Hayatta kalmak için, insanların yiyeceklerden ve içeceklerden oluşan beslenmeye ihtiyacı var. - In order to stay alive, humans need alimentation, which consists of foods and beverages.

aliment
(Tıp) Yemek, gıda
fare
kayık veya araba yolcusu
fare
poor fare kötü yemek
fare
{f} olmak
fare
tam navlun
fare
(isim) yol parası, bilet ücreti, yolcu, gıda, yiyecek