Sana küçük bir şey getirdim.
- I've brought you a little something.
Sana küçük bir şey getirdim.
- I brought you a little something.
Küçük çocuklar taşınmaktan hoşlanırlar.
- Small children like to be carried.
Ama onsuz devam ettik.
- But we carried on without him.
Ona karşı güçlü itirazlara rağmen onlar plana devam ettiler.
- They carried on with the plan in spite of strong objections to it.
Edo Döneminde bir samuray iki kılıç taşıdı.
- A samurai in the Edo era carried two swords.
İnsanlar o zaman kendi ağırlığı taşıdı.
- People carried their own weight then.
İlgili risklerin farkındayım.
- I'm aware of the risks involved.
İlgili olmak istiyorum.
- I want to be involved.