many, different, distinct

listen to the pronunciation of many, different, distinct
Englisch - Türkisch

Definition von many, different, distinct im Englisch Türkisch wörterbuch

several
(İnşaat) birkaç

Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi. - Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.

Sıcaklık birkaç derece düştü. - The temperature fell several degrees.

several
{s} birbirinden farklı
several
{s} değişik

Kelimenin değişik anlamları vardır. - The word has several meanings.

several
{s} farklı

Firmamız farklı kültürel etkinlikleri destekler. - Our company supports several cultural events.

Senin ve onun arasında birkaç önemli farklılık var. - There are several important differences between you and him.

several
sürüsüne bereket
several
(Kanun) bağımsız
several
bazısı
several
ayrı ayrı
several
kendi

Tom birkaç dili akıcı olarak konuşur fakat onun işi gereği, o sadece kendi ana diline çeviri yapar. - Tom speaks several languages fluently, but for his job, he only translates into his native language.

John sormadan birkaç adet pastayı kendisi aldı. - John helped himself to several pieces of pie without asking.

several
çeşitli

Bando çeşitli marşlar çaldı. - The band played several marches.

Hayatımda çeşitli hatalar yaptım. - I've made several mistakes in my life.

several
bir kaçı
several
kimi
several
birtakım

Birtakım Avrupa ülkelerinde geçerli para birimi avrodur. Simgesi € şeklindedir. Bir avro yaklaşık iki Türk lirası değerindedir. - In several European countries, the current currency is the euro. Its symbol is €. One euro is worth about two Turkish lira.

several
severally birer birer
several
{s} bir takım

Bir takım hataların birleşimi kazaya neden oldu. - A combination of several mistakes led to the accident.

Son fırtınada bir takım evler hasar gördü. - Several houses were damaged in the last storm.

several
tek

Jim Anne'e birkaç kez çıkma teklif etti. - Jim has asked Anne out several times.

Tom yıllarca tek başına yaşadı. - Tom lived alone for several years.

several
{s} ayrı, tek
Englisch - Englisch
{a} several
many, different, distinct
Favoriten