Molada bacaklarımı germek için kalktım.
- During the intermission I got up to stretch my legs.
Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.
- They all have arms, legs, and heads, they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different.
Bir kira sözleşmesi, ev sahibi ve kiracıları arasında yasal olarak bağlayıcı bir belgedir.
- A tenancy agreement is a legally binding document between a landlord and their tenant.
Tom bu arazinin yasal sahibidir.
- Tom is the legal owner of this piece of land.
Esrar Kolarado'da artık yasaldır.
- Marijuana is now legal in Colorado.
Onun uzun kolları ve bacakları var.
- She has long arms and legs.
Tom yerde bacak bacak üstüne atmış oturuyordu.
- Tom was sitting cross-legged on the floor.
Tom yatakta bacak bacak üstüne atmış oturuyordu.
- Tom sat cross-legged on the bed.
mostly used with sit.
Benim ellerim ve ayaklarım şişti.
- My hands and legs are swollen.
Oturdu ve ayak ayak üstüne attı.
- She sat down and crossed her legs.
Many of the big African spiders are hairy-legged.
Dan won't be able to come to the party, since he broke his leg last week and is now on crutches.
A mono-pod is a one legged equivalent to a tripod.