I used to make sure I put a cover over my motorcycle at night.
 - Ben gece motosikletimin üstüne bir kılıf koyduğumu sağlama alırdım.
He put a cover over his car.
 - O, arabasının üzerine bir örtü koydu.
Put some salt on your meat.
 - Etinin üzerine biraz tuz koy.
Please put the book on the shelf.
 - Lütfen kitabı rafa koy.
Would you mind putting a link on your web page to our company's web site?
 - Web sayfana bizim şirketin web sitesi ile ilgili bir link koyar mısın?
I have no interest in putting my money into your dreams.
 - Hayallerinize paramı koymakla ilgilenmiyorum.
What sound does a sheep make?
 - Bir koyun nasıl ses çıkarır?
I put my fingers in my ears to block out the terrible sounds.
 - Ben korkunç sesleri engellemek için parmaklarımı kulaklarıma koydum.
Tom snuggled in close, putting his arm around Mary.
 - Tom yakın yatmıştı, kolunu Mary'nin etrafına koymuştu.
Tom put the thermometer under his arm.
 - Tom ısıölçeri kolunun altına koydu.
We were granted the privilege of fishing in this bay.
 - Bize bu koyda özel balık tutma izni verildi.