Generally speaking, distance runners are less flexible than sprinters.
- Genel anlamda, mesafe koşucuları kısa mesafe koşucularından daha az esnektir.
The runners poured water over their heads.
- Koşucular suyu kafalarına döktü.
Many runners passed out in the heat.
- Birçok koşucu sıcakta bayıldı.
Tony is a fast runner.
- Tony hızlı bir koşucu.
Though Jane is not a good runner, she can swim very fast.
- Jane iyi bir koşucu olmasa da, o çok hızlı yüzebilir.
Tom has been running around the office like a chicken with its head cut off.
- Tom ofisin etrafında kafası kesilmiş bir tavuk gibi koşuyordu.
Running is good for your health.
- Koşu sağlığınız için iyi.
You see, I've got only these two castles, one hundred hectares of land, six cars, four hundreds heads of cattle and twenty racer horses...
- Bakın, benim sahip olduklarım sadece bu iki kale, yüz hektar arazi, altı araba, dört yüz baş sığır ve yirmi koşu atı...
I want to get away from the rat race.
- Koşuşturmadan kurtulmak istiyorum.
A rabbit is running in the garden.
- Bahçede bir tavşan koşuyor.
Don't run about wildly in the room.
- Odada çılgın gibi koşuşturma.
I always tie my shoes tightly before I go jogging.
- Ben koşuya gitmeden önce ayakkabılarımı her zaman sıkı bağlarım.
I make it a rule to go jogging every morning.
- Her sabah koşuya gitmeyi kural haline getiririm.