kalanın

listen to the pronunciation of kalanın
Türkisch - Englisch

Definition von kalanın im Türkisch Englisch wörterbuch

kalan
rest

Please, remember those words for the rest of your life. - Lütfen hayatınızın geriye kalanı için bu kelimeleri hatırlayın.

My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there. - Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.

kalan
residual

Now clean up any residual dust. - Şimdi kalan tozu temizleyin

kalan
left

The supermarkets are now closed, so we'll have to make do with what is left in the refrigerator. - Süpermarketler şimdi kapalı, bu yüzden buzdolabında kalanlarla yetinmek zorunda kalacağız.

If there is any left, give me some. - Kalan varsa, bana biraz ver.

kalan
over

The existence of nation-states gave Europe a great advantage over the rest of the world. - Ulus devletlerin varlığı, dünya'nın geri kalanında Avrupa'ya büyük bir avantaj sağladı.

I drank the milk that was left over from breakfast. - Kahvaltıdan kalan sütü içtim.

kalan
vestigial
kalan
remaining

You oughtn't to go out with the little boy remaining alone. - Yalnız kalan küçük çocukla dışarı çıkmamalısın.

There were few students remaining in the classroom. - Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.

kalan
balance
kalan
{i} leftover

Tom ate the leftover pizza for breakfast. - Tom kahvaltı için kalan pizayı yedi.

You had better throw away leftovers. - Kalanları atsan iyi olur.

kalan
left behind
kalan
remanent
kalan
surviving

Five hundred soldiers were sent to the city, with less than half of them surviving. - Onların yarısından daha az sağ kalanı ile beş yüz asker şehre gönderildi.

The surviving refugees longed for freedom. - Hayatta kalan mültecilerin özgürlük gözünde tütüyor.

kalan
the remainder

They cut the fins and tossed back the remainder of the living shark in the ocean. - Onlar okyanusta yaşayan köpek balıklarının yüzgeçlerini kestiler ve geri kalanını geri attılar.

Tom spent the remainder of the night thinking about Mary. - Tom gecenin geri kalanını Mary'yi düşünerek geçirdi.

kalan
residuary
kalan
(Matematik) difference
kalan
remainder

They cut the fins and tossed back the remainder of the living shark in the ocean. - Onlar okyanusta yaşayan köpek balıklarının yüzgeçlerini kestiler ve geri kalanını geri attılar.

Tom spent the remainder of the night thinking about Mary. - Tom gecenin geri kalanını Mary'yi düşünerek geçirdi.

kalan
from left
altta kalanın canı çıksın
(Konuşma Dili) The devil take the hindmost
altta kalanın canı çıksın
the devil take the hindmost
kalan
rump
kalan
residue
kalan
(Matematik) difference
kalan
remaining, residual; the remainder, residue; rest
kalan
arrears
kalan
residuum
kalan
the person who is left; the remainder, that which remains
kalan
balance , remainder
kalan
(Matematik) remainder
kalan
(someone, something) who/which remains, remaining
Englisch - Englisch

Definition von kalanın im Englisch Englisch wörterbuch

kalan
The sea otter